Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

CHP'li Özel Yönetimi Ateşle Oynuyor

İmamoğlu Davası’yla birlikte siyaset arenasında kritik gelişmeler meydana gelmeye başladı. Suç unsuru teşkil eden bulguların elde edilmesi ve bizzat CHP içerisinden ihbarlar yapılması, konunun artık siyaset üstü bir hal almasına neden oldu. Böylece siyasi tartışmalar, büyümeye ve karmaşık bir hal almaya başladı. Daha ciddi gelişmeler olacak! Not edin. KILIÇDAROĞLU İNDİRİLDİ! Herşey 2023 genel seçimlerinden sonra gerçekleşmeye başladı. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kaybedince parti içi muhalefet, harekete geçti. Nihayetinde muhalifler, Kılıçdaroğlu’nun görevden alınmasını ve Özgür Özel’in başkanlık koltuğuna oturmasını sağladı. Ama usulsüz bir şekilde. Nihayetinde siyasi partiler kanununa ve mevzuata aykırı işler icra edildiği konuşuldu. Günlerce tartışıldı. Nihayetinde tartışmalar yargıya taşındı ve mahkeme, usulsüzlükleri araştırmaya başladı. Şimdi CHP yönetimine sormak lazım, ateş olmayan yerden duman çıktığını mı iddia ediyorsunuz? Ya da İmamoğlu davasında, mahkemenin mesnetsiz, karar almaya çalıştığını mı ileri sürüyorsunuz? Evet, CHP yönetimine göre böyle; ama İmamoğlu meselesinde ve CHP İstanbul il başkanlığı hadisesinde durum hiç de öyle değil. Bizzat CHP'li delegeler ve yöneticiler delil ve açıklamalarıyla, tarafları suçluyor. Özgür Özel konusuna gelecek olursak. Dava sürüyor; fakat Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli. Dün, yargı kararıyla CHP İstanbul il başkanlığına Gürsel Tekin, kayyım olarak atandı.  CHP KARIŞTI  Daha önce Kemal Kılıçdaroğlu ile yakın olduğu bilinen Tekin’in kayyım teklifini behemal kabul etmesi, tartışmaların fitilini ateşledi. CHP il ve ilçe örgütleri Tekin’e ateş püskürmeye başladı. Bugün Tekin, il başkanlığına gidecek; fakat il örgütü direneceğini ifade etti. Polis bu gelişmelere müdahale etmeyecek; ancak Tekin, il başkanlığının boşaltılmasını talep ederse polis müdahalede bulunabilecek. Eski yönetim ve yeni yönetim arasındaki tartışmalar, uzun yıllar süreceğe benziyor. Yerel seçimlerde elde ettiği başarıyla rüzgarı arkasına alan ve Cumhurbaşkanlığı seçimine ciddiyetle hazırlanan CHP, gelinen noktada iç kargaşaya mahkum olmuş durumda. Kumdan kale inşa ettiler, ufak bir dalgada yıkıldılar! Böylece elde ettiği avantajı ve sahip olduğu gücü kaybetmeye başladılar. Zannediyorum, yargının CHP’nin son kurultayı ve dolayısıyla genel başkanlığı ile ilgili vereceği karardan sonra kızılca kıyamet kopacak. Bu konuda öngörümü açıklamak istemiyorum; fakat CHP, intikam hırsıyla hareket edenler nedeniyle daha karışık bir duruma sürüklenebilir. İç tartışmalar ve hesaplaşmalar görülecek. Zannediyorum, partililer birbirlerinin kirli çamaşırlarını ifşa etmek için çaba sarf edecek. Bu ise tartışmaları alevlendirecek. ÖZGÜR ÖZEL YANLIŞ KONUŞTU Yargı kararı ortadayken CHP genel başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul il başkanlığıyla ilgili yargı kararını tanımadıklarını açıkladı. Nasıl yani? Bunun anlamı “ben hukuku da devleti de tanımıyorum” demek. Peki ne yapacaksınız sayın Özel? Direneceklermiş! Üstelik büyük kurultayın iptal edilmesi durumunda o kararı da tanımayacaklarını açıkladı. Memlekette herkes yargıya ve yargı kararlarına itaat ederken, sizin karşı çıkmanız için nasıl bir özelliğiniz yahut ayrıcalığınız var sayın Özel? Bu memlekette idam sehpasına götürülürken Menderes, “yargı kararını tanımıyorum” demedi. Eleştirileriniz olabilir, ki savunma hakkınız da var. O vakit siz, hakkınızdaki ispatlı mahkeme kararını çürütemiyorsunuz. Öyle mi? Bu nedenle işin kolayına kaçıyorsunuz! Bunun başka açıklaması yok. Devlet, üç bina üzerine müessestir: yasama, yürütme ve yargı… Yargı kararına itiraz etmekle, devlete karşı geldiğinizi unutuyorsunuz, sanırım. Türk milleti adına karar veren yargıyı kararını tanımamak, milleti tanımamak demek değil midir? Bu hukuki değil, ahlâkî de değil! CHP genel başkanına yakışan bir siyasi tavır hiç değil. Milli Selamet Partisi, Refah ve Fazilet Partisi kapatıldı. Ak Parti'ye hazine yardımı kesildi. Recep Tayyip Erdoğan cezaevine haksız bir şekilde atıldı; fakat hiçbir şekilde “yargıyı tanımıyoruz” demediler. Bir dönemin mazlumları, ahlaki meziyetleri ve devlet terbiyeleri gereği, ülkenin hiçbir kurumuna ve hassaten yargı kararlarına düşmanlık gütmediler. Suçlu oldukları için değil, siyaseten ve toplumsal olarak kargaşa hasıl olmasın diye karşı çıkmadılar. Haklı mücadelelerini yasal zeminde sürdürdüler. Fakat bugün mahkeme, CHP il başkanlığıyla ilgili somut delillere istinaden kararını verdi. İspat hakkınız olduğu halde buna girişmek ve hukuk zemininde mücadele etmek istemiyorsunuz sayın Özel. Alacağınız kararın yargıya karşı toplumda bir linç kampanyası başlatmak demek olduğunu unutmayın. Bu millet mağdura sahip çıkar; ama kaosçulara izin vermez.
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2025 -Çarşamba

CHP'li Özel Yönetimi Ateşle Oynuyor

İmamoğlu Davası’yla birlikte siyaset arenasında kritik gelişmeler meydana gelmeye başladı. Suç unsuru teşkil eden bulguların elde edilmesi ve bizzat CHP içerisinden ihbarlar yapılması, konunun artık siyaset üstü bir hal almasına neden oldu. Böylece siyasi tartışmalar, büyümeye ve karmaşık bir hal almaya başladı. Daha ciddi gelişmeler olacak! Not edin.

KILIÇDAROĞLU İNDİRİLDİ!

Herşey 2023 genel seçimlerinden sonra gerçekleşmeye başladı. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kaybedince parti içi muhalefet, harekete geçti. Nihayetinde muhalifler, Kılıçdaroğlu’nun görevden alınmasını ve Özgür Özel’in başkanlık koltuğuna oturmasını sağladı. Ama usulsüz bir şekilde. Nihayetinde siyasi partiler kanununa ve mevzuata aykırı işler icra edildiği konuşuldu. Günlerce tartışıldı. Nihayetinde tartışmalar yargıya taşındı ve mahkeme, usulsüzlükleri araştırmaya başladı. Şimdi CHP yönetimine sormak lazım, ateş olmayan yerden duman çıktığını mı iddia ediyorsunuz? Ya da İmamoğlu davasında, mahkemenin mesnetsiz, karar almaya çalıştığını mı ileri sürüyorsunuz? Evet, CHP yönetimine göre böyle; ama İmamoğlu meselesinde ve CHP İstanbul il başkanlığı hadisesinde durum hiç de öyle değil. Bizzat CHP'li delegeler ve yöneticiler delil ve açıklamalarıyla, tarafları suçluyor. Özgür Özel konusuna gelecek olursak. Dava sürüyor; fakat Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli. Dün, yargı kararıyla CHP İstanbul il başkanlığına Gürsel Tekin, kayyım olarak atandı. 

CHP KARIŞTI 

Daha önce Kemal Kılıçdaroğlu ile yakın olduğu bilinen Tekin’in kayyım teklifini behemal kabul etmesi, tartışmaların fitilini ateşledi. CHP il ve ilçe örgütleri Tekin’e ateş püskürmeye başladı. Bugün Tekin, il başkanlığına gidecek; fakat il örgütü direneceğini ifade etti. Polis bu gelişmelere müdahale etmeyecek; ancak Tekin, il başkanlığının boşaltılmasını talep ederse polis müdahalede bulunabilecek. Eski yönetim ve yeni yönetim arasındaki tartışmalar, uzun yıllar süreceğe benziyor. Yerel seçimlerde elde ettiği başarıyla rüzgarı arkasına alan ve Cumhurbaşkanlığı seçimine ciddiyetle hazırlanan CHP, gelinen noktada iç kargaşaya mahkum olmuş durumda. Kumdan kale inşa ettiler, ufak bir dalgada yıkıldılar! Böylece elde ettiği avantajı ve sahip olduğu gücü kaybetmeye başladılar. Zannediyorum, yargının CHP’nin son kurultayı ve dolayısıyla genel başkanlığı ile ilgili vereceği karardan sonra kızılca kıyamet kopacak. Bu konuda öngörümü açıklamak istemiyorum; fakat CHP, intikam hırsıyla hareket edenler nedeniyle daha karışık bir duruma sürüklenebilir. İç tartışmalar ve hesaplaşmalar görülecek. Zannediyorum, partililer birbirlerinin kirli çamaşırlarını ifşa etmek için çaba sarf edecek. Bu ise tartışmaları alevlendirecek.

ÖZGÜR ÖZEL YANLIŞ KONUŞTU

Yargı kararı ortadayken CHP genel başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul il başkanlığıyla ilgili yargı kararını tanımadıklarını açıkladı. Nasıl yani? Bunun anlamı “ben hukuku da devleti de tanımıyorum” demek. Peki ne yapacaksınız sayın Özel? Direneceklermiş! Üstelik büyük kurultayın iptal edilmesi durumunda o kararı da tanımayacaklarını açıkladı. Memlekette herkes yargıya ve yargı kararlarına itaat ederken, sizin karşı çıkmanız için nasıl bir özelliğiniz yahut ayrıcalığınız var sayın Özel? Bu memlekette idam sehpasına götürülürken Menderes, “yargı kararını tanımıyorum” demedi. Eleştirileriniz olabilir, ki savunma hakkınız da var. O vakit siz, hakkınızdaki ispatlı mahkeme kararını çürütemiyorsunuz. Öyle mi? Bu nedenle işin kolayına kaçıyorsunuz! Bunun başka açıklaması yok. Devlet, üç bina üzerine müessestir: yasama, yürütme ve yargı… Yargı kararına itiraz etmekle, devlete karşı geldiğinizi unutuyorsunuz, sanırım. Türk milleti adına karar veren yargıyı kararını tanımamak, milleti tanımamak demek değil midir? Bu hukuki değil, ahlâkî de değil! CHP genel başkanına yakışan bir siyasi tavır hiç değil. Milli Selamet Partisi, Refah ve Fazilet Partisi kapatıldı. Ak Parti'ye hazine yardımı kesildi. Recep Tayyip Erdoğan cezaevine haksız bir şekilde atıldı; fakat hiçbir şekilde “yargıyı tanımıyoruz” demediler. Bir dönemin mazlumları, ahlaki meziyetleri ve devlet terbiyeleri gereği, ülkenin hiçbir kurumuna ve hassaten yargı kararlarına düşmanlık gütmediler. Suçlu oldukları için değil, siyaseten ve toplumsal olarak kargaşa hasıl olmasın diye karşı çıkmadılar. Haklı mücadelelerini yasal zeminde sürdürdüler. Fakat bugün mahkeme, CHP il başkanlığıyla ilgili somut delillere istinaden kararını verdi. İspat hakkınız olduğu halde buna girişmek ve hukuk zemininde mücadele etmek istemiyorsunuz sayın Özel. Alacağınız kararın yargıya karşı toplumda bir linç kampanyası başlatmak demek olduğunu unutmayın. Bu millet mağdura sahip çıkar; ama kaosçulara izin vermez.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.