Gençliğimde Charles Dickens tarafından yazılan İki Şehrin Hikâyesi adında bir roman okumuştum. Ben de bu yazımın adını bu romandan esinlenerek belirledim. Ancak burada iki şehrin hikâyesi değil iki müdürün kısa hikâyesi yer almaktadır.
Bir müdür varmış. Üstelik İlçe Milli Eğitim Müdürü. Kocaman bir İlahiyat Fakültesinden mezun olmuş. 2005 yılında başladığı müdürlüğü bir türlü sona ermemiş. Hep müdür o. İlköğretim Okulu Müdürü, Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü ve gene ilçe Milli Eğitim Müdürü.
Bir başka müdür daha varmış. O da hep müdürmüş ve müdür olarak emekli olunca müdürlüğü sona ermiş. O da ilahiyatçı imiş. Fakat bu Fen Lisesi Müdürü imiş.
Her iki müdürün ortak noktası ikisinin de ilahiyatçı olması imiş. Bir ilçede bir dönem yapılan ve Hastane Başhekimi, Halk Eğitim Müdürü, Fen Lisesi Müdürü ve bir İlçe Milli Eğitim Müdürünün katıldığı toplantılar yapılırmış. Sıklıkla yapılan bu toplantılar sonunda FETÖ ile alakası olmayan ilgisiz kişilerin isimleri taktiksel olarak kaymakamlığa verilirmiş.
Müdürlerin kızları da hikâyede yer alıyor. Tıp Fakültesine girmeden önce Amerika’ya gitmişler. Ve Amerika’ya gitmek için hastaneden sağlık raporu almaya gelmişler.
Fen Lisesi Müdürü uzun süren bir müdürlük görevi yaptıktan sonra çok sevdiği müdürlükten emekli olmuş. Kendisi sadece müdür değilmiş. İlahiyatçı ve tacir de olan bu müdür aynı zamanda o dönemde sözü geçen sendikanın ilçe temsilcisi olarak görev yapmış. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sık sık Ankara’ya gidermiş sendika temsilcisi olarak ve temsilcisi olduğu sendikayı kullanarak FETÖ aklaması yaparmış. Hikâyede rivayet bu yönde.
Diğer ilahiyatçı müdüre gelince, o da müdürlükte ısrar etmiş. Temmuz 2023 tarihinden itibaren bir başka İlçenin Milli Eğitim Müdürü olmuş. 2019 Mart ayında başka bir ilde tam İl Milli Eğitim Müdürü olacakken belki de daha önce iştirak ettiği toplantılar nedeniyle yoldan döndürülmüş. Ama azim ve ısrarın elinden bir şey kurtulmaz. Müdür olmaya kararlı imiş ve çare aramış durmuş. Nihayet gene İlçe Milli Eğitim Müdürü olmuş. Rivayet o ki müdürlüğü hiç bitmeyecekmiş. Arkası sağlammış derler...
Kıssadan hisse şu…
Unutmayalım ki FETÖ/PDY terör örgütünün renklendirme dediği taktik ile Mersin bölgesinde varlığını devam ettiren çok sayıda yönetici vardır. Doğal olarak, renklendirilmiş oldukları için onları seçmek ve belirlemek çok zor.
Ancak ülkemizin kritik dönemlere girdiği aşamalarda doğrudan olmasa da dolaylı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeleri, Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaya koyduğu Maarif Modeli ve Eğitim Akademisi gibi uygulamalarında kadrolaşma çalışmaları yapmaları onları kısmen de olsa görünür hale getirmektedir.
FETÖ/PDY yapılanması hem ülkemizin hem de Mersin’in beka sorunu olduğunu unutmayalım. Fırsatını bulan renklendirilmiş FETÖ iltisaklı görevlilere karşı devlet ve millet yanlısı olmak çok önemlidir.
Unutmayalım…
Bugün İran’da meydana gelen olayların işleyişinde ajanların rolü çok etkili olmuştur. Devletin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş olma olasılığı olan her türlü terör örgütü iltisaklılara karşı uyanık olmak her zamankinden elzemdir.
Su uyur FETÖ uyumaz!