Son günlerin en tartışmalı konusu hiç kuşkusuz İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da gözaltına alındığı rant çetesidir. İmamoğlu'nun başında yer aldığı bu çeteye yönelik operasyon, büyük tartışmaları beraberinde getirdi. Tartışmalar bitecek mi?
Tartışmalar bitmeyecek; ama zamanla dinecek; nitekim herkes karşılaştığı manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemeyecek.
Operasyon Başladı
Daha önce bir ihbar sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir birime operasyon yapılmış ve birkaç bilgisayara el konulmuştu. Tüm gelişmelerde ve yapılan operasyonlarda bu bilgisayardan elde edilen veriler kilit rol oynadı. Herşey bu bilgisayarla başladı, dense yeridir. Öncesi var ama buraya gitmemek lazım. Ayrıca tanıkların ve şikâyetçilerin verileri de sürecin gelişmesinde etkili oldu.
Yüzden fazla kişi gözaltına alındı; ne ilginçtir ki birkaç yıldır Cumhurbaşkanı adayı diye tanıtılan ve CHP seçmenine dayatılan Ekrem İmamoğlu da bu hadisede gözaltına alındı. Bu hamur çok su götürür. Demedi demeyin!
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sıradan bir hadise değil. Daha önce defaatle yazdım CHP’ye şaibelerle anılmayan bir cumhurbaşkanı adayı lazım…
İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını da kaleme aldım. Dahası var.
İmamoğlu siyaseten yasaklı hale gelecek ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanacak…
Aksini inkâr eden varsa süreçteki bulgulara ve tespitlere, geçmişte yaşanan benzer gelişmeler bir baksın. Bazı CHP'li belediyeler de diken üstünde. Bu kadar bilgi yeter.
Bulgular ve Tanıklar
Belediye ile ilgili yürütülen kapsamlı ve teferruatlı soruşturmada hemen hergün şok edici veriler elde ediliyor. İtirafçı olmak için sıraya girenler var.
Bilgisayarlardaki bulgular ihalelerdeki usulsüzlüklerden akçeli işlere kadar nice hususta yolsuzluk yapıldığına da işaret ediyor. Belki kabul edemeyeceksiniz bu dediklerimi; fakat bu sürecin tüm şeffaflığı ile kamuoyuyla paylaşılacağı günler yakındır.
Mahkeme sürecinin de şeffaf yürütüleceğini düşünüyorum. Kamuoyu nezdinde hassasiyet taşıyan bir konunun kapalı bir mahkeme ortamında yapılacağına inanan, diyeceklerime kulak vermeli.
Yakın tarihimizde benzer hadiseler görülmüş ve nihayetinde bazı yargılamalar yaşanmıştı. Yaşananlar, İmamoğlu davasına emsal teşkil etmekte ve aynı sürecin tekrarlanacağına delalet etmektedir.
Yargı sürecinden bağımsız olarak yazıyorum. Kamuoyunu teskin etmek için konuşuyorum.
Bir kamu kurumunda yönetici pozisyonunda bulunan zata kadar birçok ismin şaibeli ve akçeli işlere karışması sizce basit bir mesele mi?
Operasyonun siyasi saiklerle gerçekleştiğini düşünen; hakikaten yanılır. Sürecin teröre taalluk eden yönü de var. Daha neler göreceğiz, neler.
Uyarılmıştı! Ve Uyarmıştım!
Ekrem İmamoğlu'nun rant çetesine yönelik CHP’li isimlerin hazırladıkları dosyalar daha önce parti içerisinde elden ele dolaşmıştı. Kimlerin haberi oldu, diye sorabilirsiniz.
Herkes biliyordu. Kılıçdaroğlu’dan Mansur Yavaş’a ve hatta Özgür Özel'e kadar birçok ismin masasına İmamoğlu oluşumuna dair dosyalar gitti. Aksini inkâr edebilirler mi?
"Hayır bize hiçbir zaman böyle bir dosya gelmedi" diyen yalan söylüyordur. Peki neden bu durumda harekete geçilmedi, diyecek olursanız, ben orası ile ilgili detaya girmek istemem.
Fakat bildiğim şu: bu operasyon CHP genel merkezine kadar uzanabilir. Nice ismin adı bu çeteye karışabilir. Bunu da benden duymuş olun.
CHP genel merkezinde ve İstanbul il yönetiminde bir panik havası var. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur. Olacakları bekleyin.
Çözüm Sokakta Değil, Sandıkta
Son günlerde tehlikeli boyutlara varan çağrılar yapılıyor. Yasadışı örgütlerden mevcut siyasi partilere kadar birçok kesimden sokağa çıkılması çağrıları yükseliyor. Yer yer eylemler yaşanıyor.
Güçler ayrılığı ilkesinin önemine vurgu yapan bu kesimin yargı sürecine karşı çıkarcasına eylem çağrısında bulunmaları birer isyan niteliği taşıyor. Bu kabul edilemez.
“Halkı kin ve nefrete” sevk eden eylemlerin hiç kimseye faydası olmayacaktır. Soruşturma sonucunda kamuoyuyla paylaşılacak bilgiler hemen herkesi olabildiğince tatmin edecektir.
Siyasi kararlarla ve dayatmalarla “Cumhurbaşkanı” olacağına kesin gözüyle bakılan İmamoğlu'nun bir operasyon ile gözaltına alınması ve bir çete ile anılması “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmanın” bir tezahürüdür.
Sokağa çıkma çağrısı yapanlar, aslında buzdağının görünmeyen kısmını da görüyor. Vicdani bir rahatsızlık da yaşıyorlar; ama tribünlere oynamak onların tek seçeneği. Çünkü kitleleri galeyana getirerek “bir ihtimal” toplumsal baskı yoluyla İmamoğlu Çetesi’ne yönelik operasyonu ekarte etmeyi hayal ediyorlar.
İnanın, İmamoğlu bazılarının umurunda değil. Genişleyecek operasyonun kendilerine uzanacağından korkuyorlar.
Bu sürece ne dersiniz bilmiyorum; fakat bana göre yeni bir “Temiz Eller” operasyonu demek yerinde olur.