BİREBİR HABER’e gelen kulis bilgilerine göre Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar’ın uygulamalarından rahatsız olan bazı akademisyenler şimdiden adaylık çalışmalarına başladılar.
Mevcut rektör ve üniversite yönetiminden rahatsız olan bazı akademisyenler yeni dönem rektörlük başvuru zamanına bir yıldan fazla bir zaman olmasına rağmen adaylık çalışmalarına başladılar. Konu ile ilgili olarak akademisyenlere getirilen medya yasağından dolayı sadece kulis bilgileri geliyor. Adayların sayısı beklenenden çok gibi…
Mobbing, adrese teslim kadro ilanları, muhtemel rektör adayı olur korkusu ile kadro verilmeyen doçentler, açılan soruşturmalar ve baskı, istismar edilen ve birçok kez açılışı yapılan Üniversite Camisi gibi haberler yanında son zamanlarda Sayıştay tarafından tespit edilen usulsüzlükler ve yapılan incelemeler…
Üniversitenin akademik yapı olmaktan gittikçe uzaklaşması, siyasallaşması ve siyasilerin istihdam alanına dönüşmesi, özellikle Tıp Fakültesinde gerçekleşen usulsüzlükler, randevu sorunuun halka yansıması... Bir de Mersin Üniversitesini “Belediye gibi oldu”, “Üniversiteyi Erdemliler yönetiyor” algısının yayılması…
Özellikle Tıp Fakültesinde "Esas rektör Murat Solmaz, Erol Yaşar değil" cümlesinin gün geçtikçe daha sık kullanılması....
Bütün bunlar üniversitede sorumluluk ve özgürlük duygusu olan ve mevcut gidişten rahatsız olan akademisyenleri harekete geçirdi. Kulislerde konuşulanlar ve adı geçen rektör adayları çok sayıda. Fakat bize gelen kulis bilgisi sınırlı.
Prof. Dr. İsmail Yağcı 2014 yılından beri demirbaş rektör yardımcısı. Önceki rektör döneminde de rektör yardımcısı olan Yağcı gene aday olacak. Pazarlık ile rektör yardımcılığını 2014 yılından beri devam ettiren Yağcı’nın da rektörlük için adı geçiyor. Rektör olamasa bile rektör yardımcılığını garantileme planı olduğu konuşuluyor.
Uzun zamandır MHP kanadının rektör adayı olarak adı geçen Prof. Dr. Mustafa Taşkın, Erol Yaşar ile birlikte çalışmaya devam ediyor. Mevcut rektörün sıkıntılı soruşturmaları yürütme görevi verdiği Taşkın MHP kanadından bir sinyal beklediği bilgisi var.
Uzun zamandır rektör Erol Yaşar ile birlikte çalışan, yol arkadaşlığı yapan ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Hakan Akdağ’ın yeni dönem için adaylık çalışmaları için sık sık Ankara’da bulunduğu, Ankara ve MHP merkezli görüşmeler yaptığı, bu görüşmeleri de kendi sosyal medyasında paylaştığı biliniyor. Akdağ’ın aday olacağı kesin ama bağımsız aday olmak yerine mevcut rektörün tavşan adayı olacağı kulislerde konuşuluyor.
Daha önceki dönemlerde Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’ya rakip olarak rektörlük başvurularına başlayan Prof. Dr. Tuğba Yanpar önceki dönemde Rektör Erol Yaşar ile birlikte tekrar başvuru yaptı. Bu başvuru ile Rektör danışmanlığını kapan Yelken’in tekrar başvuracağı söyleniyor. Yanpar’ın asıl amacının rektörlük olmadığı, pazarlık payı olarak bir pozisyon için yarışacağı söyleniyor.
Daha önce Tıp Fakültesi dekanlığı da yapan Prof. Dr. Hakan Öztürk mevcut rektör Erol Yaşar’ın rektör yardımcılığını yapmakta. Daha önceki dönemlerde de adı güçlü rektör adaylığı için geçen Öztürk’ün ciddi çalışma içinde olduğu, kişiliğinin mevcut rektörün tavşan adayı olmasına uygun olmadığı, bağımsız olarak adaylık çalışmalarını sürdürdüğü söyleniyor.
Rektörlük için adı geçen bir diğer aday ise mevcut rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çağrı Çetin. Prof. Çetin, 2023 Şubat ayından beri Rektör yardımcılığı görevini yürütmekte. Ancak adı sosyal medyada yayınlana bir videoda Doçentlik Yabancı Dil Çetesi ile ilişkilendirildiği için bağımsız rektör adayı olmak yerine mevcut rektörün tavşan adayı olarak başvuru yapacağı konuşuluyor.
Prof. Dr. Yusuf İnandı, Prof. Dr. Serkan Şendağ, Prof. Dr. Cemal Altan, Prof. Dr. Duygu Vefikoğlu gibi isimler de muhtemel adaylar içinde geçiyor.
Ancak, mevcut rektör Prof. Dr. Erol Yaşar için en güçlü adayın Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Sarı olacağı yorumları yapılıyor. Rektör Erol Yaşar’ın Doç. Dr. Buğra Sarı’yı kendine danışman almakla kalmayıp ikinci bir pozisyon vererek Erdemli Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu müdürü olarak atadığı bilgisi var. Bu iki soyismi sadece benzerlikten ibaret bile olsa da Prof. Dr. Alper Sarı ile Doç. Dr. Buğra Sarı arasında ilişki kuran akademisyenler de var.
Daha önce rektörlük için adı geçen Prof. Dr. Murat Yakar ve Prof. Dr. Lütfi Üredi ile ilgili rektörlüğün açtığı soruşturmalar nedeniyle mevcut rektör Prof. Dr. Erol Yaşar’ın bu iki akademisyen için “onları hallettim” dediği bilgisi geldi. Fakat soruşturmalar ve mahkeme süreçleri devam ediyor. Rüzgârın tersine esmesi ihtimali de var.
Daha önceki dönem de başvuru yapan Prof. Dr. Esma Kadızade’nin bu süreçte sessiz kalması da konuşuluyor. Bu sessizlik hayra alamet değil yorumları yapılıyor.
Kulis bilgilerinde adı geçen akademisyenlerin veya rektör adayları ile ilgili bilgi veren akademik çevrenin kendilerini isim olarak açıklamamaları, örtülü çalışmaları anlaşılmaz gibi görünebilir. Fakat mevcut yönetimin getirdiği bir yasak var. Bu yasaklama her akademisyen için her türlü açıklamayı yasaklıyor.
Bu yasaklama rektör Erol Yaşar imzasıyla akademisyenlere imza karşılığı gönderilen yazıdır. Bu yazıda 2547 sayılı kanun yerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu araç olarak kullanıldı ve “yetkili olmadığı halde basın ve yayın organlarındaki programlara katılan, bilgi ve demeç veren memurlar” olarak akademisyenlere yasak getirildi.
Bir de yasağı delerek açıklama yapma özgürlüğü olsa farklı isimler ve eleştiriler gündeme gelecek. Fakat soruşturma yeme korkusu ve psikolojik baskı, ne adayların açıktan açıklama yapmasına izin veriyor ne de adayları destekleyen diğer akademisyenlerin açıklamalarına ve üniversite ile ilgili haber ve yorumların yayılmasına.
Bu kadar baskı içe kapanmayı getirir fakat nerede ve nasıl patlayacağı da kestirilemez. Yeni dönem için rektörlük başvurusuna daha çok zaman olmasına rağmen bu kadar ismin çalışmalara başlaması başka türlü nasıl açıklanır?