Yeryüzünde nice zenginliğe sahip olup kıymeti bilinmeyen bir şehir varsa o da Mersin’dir. Doğu Akdeniz’deki stratejik konumu, nüfus potansiyeli, hinterlandı, enerji kaynakları, sanayisi ve zirai potansiyeli olmak üzere tahmin ettiğinizden daha fazla bir gelişme potansiyeline ve imkânına sahiptir Mersin... Ama Mersin’e zarar verenler var!
Sadece şehrimizin değil aynı zamanda ülkemizin ve bölge ülkelerinin ticari hayatında da mühim rol oynamaktadır. Eğer program dairesinde hareket edilirse Mersin, sahip olduğu potansiyeli birkaç katına çıkarabilecek bir dinamizme sahiptir. Bunca imkân ve fırsat varken neden daha ileriye gidilmiyor? Mersin’e kim zarar veriyor?
Seracılık, muz üretimi, narenciye ihracatıyla ulusal ekonomiye büyük gelir sağlayan kentimiz, neden bir adım ileriye gidemiyor? Bu şehrin gelişmesine karşı olan birileri mi var? Mersin’e kim zarar veriyor?
Bu konuda net bir şey söylemek mümkün olmasa da gidişattan memnun olmanın, şehrin gelişimini istememek olduğu anlamına geldiğini öngörüyoruz. Bu kentin hak ettiği konumda bulunamamasından kimler sorumlu? Mersin’e kim zarar veriyor?
Mersin’in gelişmesi için söz sahibi olan kurumlar, müesseseler, dernekler, sendikalar ve doğal olarak siyasi oluşumlar hiç kuşkusuz sorumlu. Koordineli bir şekilde hareket ederek vazifelerini hakkıyla icra etmeleri yerine başına buyruk çalışmaları Mersin’e pahalıya mal oluyor. Mersin’e kim zarar veriyor?
Bugün Suriye limanlarının Fransız şirketlere kiralanması, Türkiye’yi de alakadar eden bir hadise değil mi? Hassaten Türkiye’nin ticari hacmini zayıflatacak ve rakip hale gelecek bir Fransız yatırımı için, düşünmek gerekmiyor mu? Mersin’e kim zarar veriyor?
Mersin’in onca potansiyeline rağmen ticari alanda gölgede kalması ve hatta geri plana düşmesi durumu söz konusu. Doğu Akdeniz ticari dengelerinin yeniden belirlendiği şu günlerde pozisyon kapmak ve mevcut kapasitemizi artırmak iltizam etmez mi? Mersin’e kim zarar veriyor?
Bunun için duyarlı gazeteciler gibi kamu kurumlarının da özeleştiride bulunmaları öncelik haline geldi. Sorunların ve engellerin aşılması gerekir. Hassaten Üniversiteler, odalar ve valilik makamı etkinlikler düzenleyerek çözüm önerilerinde bulunabilirler. Sempozyumlar, çalıştaylar, paneller ve münazaralar gerçekleştirerek alanında uzman kişiler kentimize davet edilebilir. Böylece bir hareket noktası ve program belirlenemez mi? Bunu yapmayanlar sorumlu değil mi? Mersin’e kim zarar veriyor?
Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı şehrimizdeki müdürlüklerin, sürecin dokusuna uygun bir politika belirlemeleri hayatiyet arz ediyor. Bunun için neler yapıyorlar? Bir şey yapmamaları şehre fayda getirir mi? Mersin’e kim zarar veriyor?
Burada bir parantez açmak gerekiyor. Mersin İl Milli Eğitim müdürü Sayın Fazilet Durmuş hanımefendinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bağlamındaki çalışmalarını ve emeklerini göz ardı etmemeliyiz. Fazilet hanımın önderliğindeki çalışmalar bir el tarafından göz ardı ediliyor, gibi. Maarif Modelini ele almak adına davet edilen üniversitedeki akademisyenlerin, toplantılara iştirakleri neden engellendi? Peki, Mersin’e kim zarar veriyor?
Bunun yanında Akkuyu Nükleer Santrali’yle alakalı nükleer araştırma enstitüsü kurarak kentimiz ve ülkemiz için kılavuz bir müessese tesis etmek yerine konuyla ilgili akademisyenlerin çabalarını, birilerinin engellemeye çalışması neden? Mersin’e kim zarar veriyor?
Mersin’in problemlerini ve ihtiyaçlarını belirlemek, bunun için çözüm yolları aramak, uluslararası alanda ses getirmek için projeler üretmek yerine, uluslararası alanda otorite olarak görülen bilim adamlarını etkisiz kılmak ve sadece kendi kariyerini inşa etmek amacıyla hareket etmekte ısrar etmek niye? Mersin’e kim zarar veriyor?
Yeni bir savaşın arifesindeki dünyada, iç barışı ve huzuru sağlanmış bir ülke olmak istikbalimiz için nasıl bir anlam ifade ediyor, anlamayabilirsiniz; ama bunun bir beka meselesi olduğunu idrak etmek için tarihe bakmanız yeterli olacaktır. Bunun için Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin müşterek hareket ettikleri ‘’Terörsüz Türkiye’’ programına uygun hareket etmek, akademi ve eğitim camiasını bu minval ekseninde teşvik etmek kritik öneme sahipken konuyla ilgili kurumları atıl durumda bırakmak ve kamuoyunu aydınlatmamak neden kaynaklanıyor? Mersin’e kim zarar veriyor?
Dünya çapında bir kurum olması gereken, marka olacak kapasiteye sahip bir akademik kurumun “kendi yemeğini kendisi çıkaran” bir kurum olarak tanıtılması Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefine katkı sağlamaz. Büyük ve uzun vadeli düşünmek, ulusal hedefleri dikkate almak ve stratejik konumuna uygun projelerle kendini duyurmak Mersin’e yakışandır. Uluslararasılaşmak ve markalaşmak yerine gittikçe yerelleşmek ve küçülmek Mersin’in ulusal ve uluslararası potansiyeline uygun düşmez. Mersin’e kim zarar veriyor?
Turist çekmek için yılın belirli zamanlarında düzenlenen kasabanın kurtuluşu törenlerini anlatan filmlerdeki konuya benzer biçimde bir camiyi birçok kez açmak, bu tür kutsalları kariyer planlaması için istismar etmek Mersin'in aydınlık kafasına, sağlam ve berrak inancına yakışmaz. Mersin'e kim zarar veriyor?
Hiç olmadığı kadar birleşmeye ve kucaklaşmaya muhtaçken ayrıştırıcı, özellikle yerel kurumlarda ve kamu kurumlarında dışlayıcı ve bölücü dil kullananların, toplum üzerindeki etkisine neden göz yumuluyor? Birlik ve beraberliğin oluşturduğu sinerjiye odaklanmak uluslararası istihbarat örgütlerinin aparatı olan Alevi-Sünni gibi mezhep tartışmaları, Türk-Kürt gibi ayrımcı tartışmaların yersizliği konusunda Mersin’deki kamu ve yerel yöneticilerin halkı bilgilendirmek ve farkındalık oluşturmak için bir şeyler yapması gerekmez mi? Mersin’e kim zarar veriyor?
Çeşitli toplantılar yoluyla toplumsal farkındalık uyandırmak kimsenin aklına gelmiyor. Bu konuda duyarlı akademisyenlerin açıklama ve beyanatlarını engelleyen yani yasaklayanlar kimler? Dernekler, sendikalar, vakıflar hangi maksatla sessiz kalıyorlar? Mersin’e kim zarar veriyor?
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve bağlı odalar, diğer STK’lar sürece katkı sunmak adına nasıl bir yol haritası belirlediler? Neden sessiz kaldılar? Mersin’e kim zarar veriyor?
Ne acıdır ki bazı odalar, bütçelerinin müsrifçe harcanmasıyla gündeme geliyor. Kentin geleceği için kurumlara tevdi edilen paraların, gezi, yemek, eğlence ve kişisel harcamalarla iç edilmesine ne diye göz yumuluyor, nedir bu boş vermişlik? Mersin’e kim zarar veriyor?
Mersin’e katkı sağlayan, halk ile iç içe olan ve onların dertleri ile dertlenen Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez’in Mersin’e faydası tartışılamaz. Sayın Havva Sibel Söylemez hanımefendi istisna olmak üzere bu konuda ciddiyetle hareket eden bir vekil var mıdır, bilmiyorum! Mersin’i TBMM’de temsil eden siyasi parti vekilleri, kentimizdeki bu kısır döngünün farkında değil mi? Mersin’e kim zarar veriyor?
Birlikten kuvvet doğar şiarınca hareket etmek için henüz vakit var. İçerisinde bulunduğumuz belirsizlikten kurtulmak ve batağa saplanmamak maksadına binaen memleketimizin ve milletimizin güzel yarınlarına yelken açmak, temel hedefimiz olmalı. Bunun için günlerce çalışmaya lüzum yok. Mersin’e daha fazla zarar verilmesin… Ama Mersin’e zarar verenler var!
Partili, partisiz zenginliklerine zenginlik katan, ilke, dava, parti aidiyeti gibi değerleri kullanan ama tek derdi ihale kapmak olanlar Mersin’i düşünmezler. Onlara rağmen, bir program, disiplin ve eşgüdüm içerisinde hareket etmek Mersin için en makul yol olacaktır. Mersin’e faydası olmayanların zararı bari olmasın, fayda sağlamak için çaba gösterenlere engel bari olmasınlar! Ama Mersin’e zarar verenler var!
Fayda sağlamak bir yana sadece kendi çıkar ve kariyerini düşünenlere Mersin için “Gölge etme başka ihsan istemem” demenin vakti geldi çoktan.
Mersin’e zarar verenler var. Vermesinler! Gölge de etmesinler!