Mersin siyasetinin önemli isimlerinden biri olarak gösterilmiş olan ve bir dönem AK Parti MKYK üyesi olarak görev yapan Mustafa Sever, hazımsızlığının örneklerinden birini daha sergiledi. Sever'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma bakılınca rahatsızlığının boyutunu görmemek mümkün değil? Neden böyle yapıyor? Var bir sebebi! Sosyal Medya Hesabında Konuşmak Dışında Bir İcraatı Yok Kısa bir zaman önce MKYK görevinden alınan Mustafa Sever, tabiri caizse kabuğuna çekildi; ama sosyal medyada ara sıra boy gösteriyor. Kendisine herhangi bir görev tevdi edilmeyen Mustafa Sever, bir paylaşımında Silifke'de meydana gelen orman yangınına yönelik atıfta bulundu. Yangının kontrol altına alınması, vatandaşların can güvenliğinin sağlanması ve tahliyeleri, vatandaşların acil ihtiyaçlarının karşılanması noktasında Silifke Ak Parti ilçe başkanı Mehmet Emin Kurt’a üstün gayret, koordinasyon ve hassasiyetleri sebebiyle teşekkür etti. Şaka değil. Aynen böyle. Bu yazıyı okuyan bir takipçi yangına müdahale etme, vatandaşların ihtiyaçlarını temin etme ve kriz yönetimi konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin değil, sadece Ak Partili Mehmet Emin Kurt'un mücadele ettiğini sanacak. Belki de Sever, “Mehmet Emin Kurt'u” devlet olarak görüyordur. Eğer öyle ise bu kabul edilemez! Olmaz öyle şey! Çıkar ağzındaki baklayı bay Sever! Sen bu paylaşımla kime mesaj vermek istiyorsun? Silifke'de devletin olmadığını mı iddia ediyorsun ya da, devletin ve milletin gayretlerini mi yok sayıyorsun? Senin adalet anlayışın ve vicdanın bu mu? Düşünün, bu anlayışa sahip biri MKYK görevinde bulunmuş. Yazık! Sever, Açıkça Rahatsız!  Siyaset dışına çıkarılmış olmanın intikamını alıyor ve yetmiyor siyasi mesajlar vermeye çalışıyor, kendince. Kime? Ak Partili isimlere! Sayın Sever’e göre bölgede Ak Parti Silifke teşkilatı ile ilçe başkanı Mehmet Emin Kurt'tan başkası yoktu. Sayın Kurt hem itfaiye, hem kaymakamlık hem de kriz yönetimi işini yürütüyor imiş. Anlaşılan bu! Bu haksızlık ve hadsizlik kabul edilemez. Devlet hemen her hadisede olduğu gibi Silifke'deki doğal afete de yerinde ve zamanında müdahale etti. Hemen her durumda olduğu gibi bu yangından kendilerine paye biçecek olanlar var. Daha önce yaşanan bir yangında, yanındakilere “iyi açıdan çek’’ dercesine resim çektirip elindeki su şişesi ile yangına müdahale ettiği intibaını uyandırmaya çalışan başkan Kurt’u biliriz. Bu komik manzara haberlerde alay konusu oldu. Şimdi kalkmış devletin tüm organlarını “çalışmadılar” algısıyla itham ettiğinizi hatırlatmak isterim, bay Sever! Siyaset adamının yaklaşımı ve üslubu bu olmamalıdır. Anlaşılan, siyasette usta olabilmek için bir hayli zamanınız var. Herkes Silifke'de idi; ama siz yoktunuz bay Sever! Eğer orada olsa idiniz; yangın için kimlerin canhıraş çaba sarf ettiğini; kimlerin ise reklam peşinde olduklarını görürdünüz! Alkışı Hak Ettiler Yangın sürecinde devlet ve millet olarak el ele mücadele yürütüldü. Başta valilik ve kaymakamlık makamı belediyelerle müştereken yangına müdahale ettiler. İl ve ilçe belediyelerine bağlı yangın ekipleri ve AFAD gibi kurumlar fedakârlıkta geri durmadı. Gelelim asıl meselemize. Yani sayın Mustafa Sever'in mesajlarındaki imâlara! Yangının başlamasıyla Ak Parti Mersin milletvekilleri başta sayın Havva Sibel Söylemez hanımefendi olmak üzere Ali Kıratlı gibi isimler bizzat olay bölgesinde idiler. Mersin valisi de süreci ustalıkla yönetti. Hakkını teslim etmek lazım. Onca milletvekiline ve idari âmire rağmen Mustafa Sever Bey, Silifke Ak Parti ilçe başkanı Mehmet Emin Kurt'tan başkasını tebrik etmedi. Reklam kokan hareketler bunlar! Oysaki Kurt’un birçok paylaşımında yangında farklı siyasi partilerin ve kurumların faaliyetleri dile getirmişti. Neyse sadede gelelim. AK Parti’nin bu iki güzide milletvekili memleketin hemen her köşesinde vuku bulan bir hadiseye duyarsız kalmıyor ve bizzat olay mahalline gidiyorlar! Sayın Sever, gerçeği görmeyebilir yahut görmek istemeyebilir! Ama göz kapamakla gece olmayacağı gibi hakikat da sayın Sever’in çarpıtmasıyla yok olacak değildir. Sayın Havva Sibel Söylemez hanımefendi ile sayın Ali Kıratlı Beyefendi, memleketin saadeti uğruna fedakarlıkta bulunmaya devam edecektir. Onlar görmese de bu halk hak edene hakkını vermektedir!