Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

Size Zeynel Boğan’ın Kim Olduğunu Öğreteceğim!

Uzun yıllardır bu şehirde ikamet etmekte ve hemen her hususta bir şeyleri öğrenmeye çalışmaktayım. Şu yaşıma kadar bir şeyleri öğrenmiş ve belki de en önemlisi “haddimi” bilmiş biriyim. Fakat geldiğimiz noktada, birşeyleri açıkça anlatmanın önemini hissediyorum. Tek Tek Anlatayım Mersin siyasetini bilirim; siyaseti bilmek için evvela toplumu bilmek gerekiyor. Ben bu toplumun içinden çıkıp geldim. Bir tencereye ailecek kaşık salladığımız oldu, lüks sofralarda ağırlandığımız oldu. Elma yemeyi de alma demeyi de bilen biriyim. Fakat bazı siyasi partilere mensup bir kısım insanların “çok bilmiş” gibi duyar kasmalarına anlam veremiyorum. Anlam veremeyişim ise onların siyaset arenasında başarısız olmalarına rağmen hatada ısrar etmelerinden ileri geliyor. Tabi, kabul etmek lazım ki “çobanın düşünce dünyası, güttüğü köyünün g.tü kadardır.” Öyle tabi. Ne bekleyeceksin ki! Fakat böylelerini bir yere getiriyor olmak ve bunda ısrar etmek akıl alır gibi değil. Arada kirli ilişkiler olmasa bunlar değil bir partide makam sahibi olmak, sınıf başkan yardımcısı dahi olamazlar.  Gelelim Meseleye AK Parti'nin ve CHP’nin Mersin örgütleriyle ilgili uzun zamandır birşeyler kaleme alıyorum. Siyaset erbabı değilim; fakat siyaseti iyi takip eder ve anlarım. Toplumu anlamaktan uzak bir siyasi anlayışın limanı, denizin dibidir. Bu iki partiye mensup “bazı” isimlerin insan aklıyla oynarcasına hareket etmelerini şu şekilde yorumluyorum: “herkesi kendileri gibi salak zannediyorlar.” Mersin büyükşehir olabilir; fakat nice dehlizde konuşulan konunun çabucak duyulacağı kadar da küçüktür haddizatında. Herkes birbirini tanır; ama gazeteciler herkesi çok iyi tanır. Mütevazı olamayacağım bu konuda; fakat ben sadece sizi değil, bağlantılarınızı da iyi tanırım. Ne karşılığında bir yerlere geldiğinizi ve ne konuda sözleştiğinizi de bilirim. Benim kulağım deliktir. Birileri delmiş değildir, yanlış anlaşılmasın. Yediğiniz haltları kimi zaman ortağınız kimi zaman da mağdur ettiğiniz isimler haber ediyor. Bunlar sadece birkaç ipucu. Dahası var. Gecenin bir yarısı aranabiliyorum, organize sanayide şöyle bir hadise var; bu işin içinde X partinin mensupları bulunuyor vs. vs. Beni neden arıyorsunuz, diye sorduğumda “bu işi ancak sen yazarsın Zeynel abi” yanıtını alıyorum. Ben biat etmem; onun içindir ki bir belediye başkanı defaatle mahkemelik etti beni! Ne oldu? Kaybetti. Çok acı kaybetti! Esamesi okunmuyor! Ben Yazmaktan Korkmam; Sen Yazılmaktan Kork Benim sahada muhabirlerim var. İnsan hayatına dair hemen her türlü haber alıyorum; fakat tahmin edemeyeceğiniz bir haber ağım var. Bazen partili bir isim, en güvendiği adamın neler çevirdiğini benden öğrenir. Sizin yaşadığınız dünyadan haberiniz yok, o dünyayı ben size anlatırım. Telefonla iletişim kurmaya korkan partililer haftanın belirli günleri bir mekânda gizli saklı görüşüyor. Adamın giydiği bordo renk donundan haberim var. Kalkmış bana hikâye anlatıyor. Milletin diline düşmüşsün “kırmızı donlu” diye. Bana akıl vermeye ya da hikâye anlatmaya kalkışma. Senin siyaset yapmaya cesaret edemeyeceğin sokaklarda yaşadım ben. Bana akıl vermeye kalkışacağına, dik durarak konuş da bir yerin görünmesin. Sonra hakkında yanlış söylentiler ortaya çıkıyor. Neyse. Başka biri var. Yatak partneri olma şartıyla bazı kadınların belediyelere alındığını bilen biri. İşin içindekileri biliyorum. Konuşursam insan yüzüne çıkamazsınız. Teklifinizi reddeden ve kabul eden bayanları da biliyorum. Travesti sever parti yöneticisine geleyim. Mersin bitti; şimdi farklı vilayetlerdeki travestilere de el attın öyle mi? Senin bildiğin hiçbir sır, gizli değil be abi! Aya gitsen, elim ensende! Benimle konuşurken sokak ağzıyla konuşulmaması gerektiğini size öğreteceğim, bekleyin.
Ekleme Tarihi: 17 March 2025 - Monday

Size Zeynel Boğan’ın Kim Olduğunu Öğreteceğim!

Uzun yıllardır bu şehirde ikamet etmekte ve hemen her hususta bir şeyleri öğrenmeye çalışmaktayım. Şu yaşıma kadar bir şeyleri öğrenmiş ve belki de en önemlisi “haddimi” bilmiş biriyim. Fakat geldiğimiz noktada, birşeyleri açıkça anlatmanın önemini hissediyorum.

Tek Tek Anlatayım

Mersin siyasetini bilirim; siyaseti bilmek için evvela toplumu bilmek gerekiyor. Ben bu toplumun içinden çıkıp geldim.

Bir tencereye ailecek kaşık salladığımız oldu, lüks sofralarda ağırlandığımız oldu. Elma yemeyi de alma demeyi de bilen biriyim. Fakat bazı siyasi partilere mensup bir kısım insanların “çok bilmiş” gibi duyar kasmalarına anlam veremiyorum. Anlam veremeyişim ise onların siyaset arenasında başarısız olmalarına rağmen hatada ısrar etmelerinden ileri geliyor.

Tabi, kabul etmek lazım ki “çobanın düşünce dünyası, güttüğü köyünün g.tü kadardır.” Öyle tabi. Ne bekleyeceksin ki!

Fakat böylelerini bir yere getiriyor olmak ve bunda ısrar etmek akıl alır gibi değil. Arada kirli ilişkiler olmasa bunlar değil bir partide makam sahibi olmak, sınıf başkan yardımcısı dahi olamazlar. 

Gelelim Meseleye

AK Parti'nin ve CHP’nin Mersin örgütleriyle ilgili uzun zamandır birşeyler kaleme alıyorum. Siyaset erbabı değilim; fakat siyaseti iyi takip eder ve anlarım. Toplumu anlamaktan uzak bir siyasi anlayışın limanı, denizin dibidir.

Bu iki partiye mensup “bazı” isimlerin insan aklıyla oynarcasına hareket etmelerini şu şekilde yorumluyorum: “herkesi kendileri gibi salak zannediyorlar.”

Mersin büyükşehir olabilir; fakat nice dehlizde konuşulan konunun çabucak duyulacağı kadar da küçüktür haddizatında. Herkes birbirini tanır; ama gazeteciler herkesi çok iyi tanır.

Mütevazı olamayacağım bu konuda; fakat ben sadece sizi değil, bağlantılarınızı da iyi tanırım. Ne karşılığında bir yerlere geldiğinizi ve ne konuda sözleştiğinizi de bilirim.

Benim kulağım deliktir. Birileri delmiş değildir, yanlış anlaşılmasın.

Yediğiniz haltları kimi zaman ortağınız kimi zaman da mağdur ettiğiniz isimler haber ediyor. Bunlar sadece birkaç ipucu. Dahası var.

Gecenin bir yarısı aranabiliyorum, organize sanayide şöyle bir hadise var; bu işin içinde X partinin mensupları bulunuyor vs. vs.

Beni neden arıyorsunuz, diye sorduğumda “bu işi ancak sen yazarsın Zeynel abi” yanıtını alıyorum.

Ben biat etmem; onun içindir ki bir belediye başkanı defaatle mahkemelik etti beni!

Ne oldu? Kaybetti. Çok acı kaybetti! Esamesi okunmuyor!

Ben Yazmaktan Korkmam; Sen Yazılmaktan Kork

Benim sahada muhabirlerim var. İnsan hayatına dair hemen her türlü haber alıyorum; fakat tahmin edemeyeceğiniz bir haber ağım var.

Bazen partili bir isim, en güvendiği adamın neler çevirdiğini benden öğrenir. Sizin yaşadığınız dünyadan haberiniz yok, o dünyayı ben size anlatırım.

Telefonla iletişim kurmaya korkan partililer haftanın belirli günleri bir mekânda gizli saklı görüşüyor. Adamın giydiği bordo renk donundan haberim var. Kalkmış bana hikâye anlatıyor.

Milletin diline düşmüşsün “kırmızı donlu” diye. Bana akıl vermeye ya da hikâye anlatmaya kalkışma. Senin siyaset yapmaya cesaret edemeyeceğin sokaklarda yaşadım ben. Bana akıl vermeye kalkışacağına, dik durarak konuş da bir yerin görünmesin. Sonra hakkında yanlış söylentiler ortaya çıkıyor. Neyse.

Başka biri var. Yatak partneri olma şartıyla bazı kadınların belediyelere alındığını bilen biri. İşin içindekileri biliyorum. Konuşursam insan yüzüne çıkamazsınız. Teklifinizi reddeden ve kabul eden bayanları da biliyorum.

Travesti sever parti yöneticisine geleyim. Mersin bitti; şimdi farklı vilayetlerdeki travestilere de el attın öyle mi?

Senin bildiğin hiçbir sır, gizli değil be abi!

Aya gitsen, elim ensende!

Benimle konuşurken sokak ağzıyla konuşulmaması gerektiğini size öğreteceğim, bekleyin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.