Bu şehre en büyük haksızlığı basın mensuplarının bazıları yapıyor, desem. İnanın, haksızlık etmiş olmam. Vatandaşa, “Mersin'in sorunları nedir ve nasıl çözülür” şeklinde bir soru sorsak, karşılığında makul cevaplar alırız. Öyle değil mi? Esasında sorulan soru, kişinin odaklandığı hususa da işaret eder, bir nevi. Bununla birlikte akıl ve mantık sınırları da anlaşılır. Bu gazeteciler yazmayı, konuşmayı ve düşünmeyi bilmiyor. Mersin'i dert etmeleri gerekiyor! Ama Dertleri Başka! Maatteessüf, kendisine gazeteci süsü veren bir kısım medya mensupları, son aylarda sistematik bir şekilde Mezitli Belediye başkanı sayın Ahmet Serkan Tuncer Beyefendi’ye itibar suikasti yapıyor. Temcit Pilavı gibi eski; ama içi kof haberleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Eğer haberlerinizin doğruluk değeri olsaydı şimdiye kadar yer yerinden oynardı. Yalanlara sarılan söz konusu basının derdi nedir, sizce? Açıkça konuşayım. Seçim öncesinde sayın Ahmet Serkan Tuncer Beyefendi'ye karşı gerek rakip partilerin ve gerekse de sözde CHP'lilerin bir kısmı alenen kirli bir ittifaka giriştiler. Seçim sonuçlarına dair öngörülerde bulunanlar ağızlarından salyalar akıtarak “Ahmet Serkan Tuncer kaybedecek” diyorlardı. Hiç kimsenin tahmin edemediğini biz aylar öncesinden yazdık. Seçim sonuçları herkes için iyi bir mesaj oldu mu? Sanmıyorum. Yenilen pehlivan güreşe doymuyor! Bu kez güreşi seçim yoluyla değil farklı bir mecrada icra etmek istiyorlar. Ellerinde tek bir şey var: kirli basın! Eski Yönetimin Parmağı Var mı? Mezitli Belediyesi'nin önceki dönemlerde kamu kaynaklarını har vurup harman savurmasını hatırlarsınız. Basın mensuplarına aktardıkları paralara dair birşeyler yazıp çizmiştik! 31 Mart Seçimleri sonrasında tasarruf tedbirleri kapsamında başkan Ahmet Serkan Tuncer önderliğinde birtakım önlemler alındı. Bazı gazeteciler bu tedbirler nedeniyle belediyeden elde ettikleri “haksız” kazancı kaybettiler. Dolayısıyla başkan Tuncer’e ateş püskürürcesine yazılar kaleme alıyorlar! Eski yönetimin parmağı da var bu işte! Neyse! Bazen nöbetleşe hareket eden sözde gazeteciler gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Başkan Tuncer’e karşı seçimi kaybedenler bu yazıları bir umut olarak algılıyor. “Başkan gitse de rantımız sürse” diyorlar! Başta Cimer olmak üzere birçok kuruma yazılar yazıyorlar; ancak, hiçbir ihbarları ve iddiaları ciddiye alınmıyor. Çünkü hepsi yalandan ibaret. Aylardır onlarca haber ve köşe yazısı kaleme alan şebeke mensupları, yargıyı harekete geçirebilmiş değil. Yargı mercii de bunların ne denli işgüzar olduklarını ve iddialarının birer asparagastan ibaret bulunduğunu gayet iyi bilir. Sizin çırpınışınızla berrak su, bulanacak değil! Bunların bir kısmı Başkan Ahmet Serkan Tuncer'e teklifte dahi bulunmuş. “Akrabamı zabıta yap, belediyeye gelmesem iyi olur; dışarıda görüşelim, para vermezsen şöyle yazarım” gibisinden nice beklentileri var. Başkan Tuncer bunlara şahit. Başkan bunlara papuç bırakır mı! İstediğini alamayan algı ekibine ne denir? Tabiki, tetikçi denir! Menfaat uğruna bir insan, izzet ve şerefinden ödün verir mi? Veriyorlar işte. Onların şerefi talep ettikleri menfaatleri kadar! Dün Rezidans Bugün Araba! Bir kısım medya daha dün, sayın Tuncer'in kaldığı evin rezidans olduğu üzerinden algı çalışması yapmış; ama herhangi bir suç ileri sürememişti. Evin kirasının yüksek olmasından girip “Ahmet Bey eşinden ayrıldı” konusundan çıkan bir avuç mızıkçı, bu konularla neyi amaçlıyor? Okun yaydan çıktığını gayet iyi biliyorlar, elde edecekleri bir şey de yok! Dolayısıyla ellerine geçirdikleri tüm taşları atmaya çalışıyorlar! Bakın, son haberleri başkan Ahmet Serkan Tuncer'in “lüks” olarak belirttikleri arabası ile ilgili. Başkan Tuncer aileden gelen bir mali güce sahip. Aynı zamanda Tuncer, yıllardır araç alım-satımıyla uğraşmış. Modifiye araçlar konusunda başkan Tuncer'in bilgi birikimi ve deneyimi hiç tartışılmaz. Mezitli'de yaşayan herkes başkan Ahmet Serkan Tuncer'in bu alandaki tercihini ve deneyimini bilir. Ahmet Serkan Bey alanda varlık sahibi olmuş biri. Tetikçi gazeteciler “Mezitli Belediye başkanının lüks araç takıntısı” başlığı açarak algıya başlıyor. Ne yani, adam yaptığı işin kendisine sağladığı imkanı bir kenara mı atsın? Ne istiyorsunuz siz, onu açık söyleyin! Vatandaşın ekonomik darboğazda olduğu konusunun Ahmet Serkan başkanın modifiye aracıyla alakası nedir? Bunlar Yazdıklarını İdrak Etmekten Yoksun! Ya hu bir gazeteci kendi yazdığı yazıya bu kadar yabancı olur mu? Hiç mi muhakeme edemiyorsunuz yazdıklarınızı? Memlekette iktisadi sorunların olduğu malumumuz. Evet! Başkan Tuncer'in binmiş olduğu aracın lüks olmasıyla vatandaşın ekonomik darboğazı arasındaki alakasızlığı anlatmak istiyorum. Halkçılık nedir? Bir belediye başkanının rezidansta yaşadığını ve lüks araca bindiğini varsayalım. Lüks araca binmenin halkçılığa aykırı olduğunu nasıl saptadınız? Halkçılık at arabasına binmekle mi olunuyor? Ya da bir belediye başkanının tüm imkanlarını bir kenara atarak “ekonomik darboğazda yaşama” tercihini mi halkçılık olarak değerlendiriyorsunuz? Bunu hakikaten Halkçılık olarak mı görüyorsunuz? Tıp, sizin rahatsızlığınızı tedavi edecek kadar ilerlemedi. Dillerine doladıkları “halkçılık ve sosyal belediyecilik” kavramlarının daha ne olduğu bilmeyen tipler, ortada gazeteci diye geziniyor. İki cümle kurmaktan aciz, sahip olduğu beyni kullanamayan tefekkür fukarası gazeteciler! Rezilsiniz! Ahmet Serkan Tuncer'in dürüstlüğü karşısında pejmürde olacaksınız!