Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

Türkiye Suriye'deki Oyunları Bozar!

Uzun zaman önce bir köşe yazımda Suriye'deki hâdiselerle alakalı bir yazı yazmış ve dikkatleri bu noktaya çekmiştim. Ne yazık ki tarih beni haklı çıkardı. Bundan sonra Türkiye'nin daha hassas ve dikkatli hareket edeceğinden şüphem yok; fakat Hatay’a dikkat çekmek istiyorum. Uyarmıştım. Ve Uyarı/yorum… Daha önce bir yazımda Türkiye'nin gerek etnik ve gerekse de mezhepsel açıdan Suriye ile benzerliklerin bulunduğunu ve Suriye'deki iç savaşın ülkemize sıçratılabileceğini kaleme almıştım. Hassaten Hatay’a işaret ederek,  sınır kentlerimizde provokatif gelişmelerin yaşanabileceği uyarısında bulunmuştum. Politik Esasicilik; azınlık grupların, milliyetlerin veya etnik grupların ortak cinsiyet, kültürel veya politik kimlik gibi temellerde harekete geçtiği veya geçirildiği bir politik taktiktir. Ülkemizde Türk-Kürt sorunu “Terörsüz Türkiye” hedefi ile sona doğru giderken Suriye’de Politik Esasicilik taktiği devreye sokularak Sünni-Alevi, Sünni-Nusayri çatışmaları başlatılmıştır. Geldiğimiz noktada Amerika-İsrail şebekesinin Suriye'de ülkemizi de ilgilendiren etnik ve mezhep eksenli kışkırtmalarına şahitlik ediyoruz. İran da buna dahil! Bundan sonra Suriye'ye yapılan saldırılar, Türkiye'ye yapılmış olacaktır. Türkiye, Suriye'de en güçlü ülkedir. Ülkemizdeki “Terörsüz Türkiye” projesi kuşkusuz Suriye'deki gelişmelerden hiçbir şekilde bağımsız değildir. Devlet aklının bir gereği ve sonucudur. Yineliyorum Hatay'a dikkat! Hatay, Esed rejiminin hayallerini süsleyen bir ziynet olarak biliniyordu; artık İsrail Hatay'ı bir proje üssü olarak görüyor, desem yeridir. Kirli planları var; ama Recep Tayyip Erdoğan bu oyunu bozar! İsrail Haddini Aştı! Suriye'de teravih namazından çıkan kalabalığa ve aynı zamanda devriye atan polislere pusu kurulması sonucu onlarca insan vefat etmişti. Esed döneminden kalan terör artıklarının gerçekleştirdikleri eylemler, Suriye toplumunda onlarca yıl biriken öfke patlamasına yol açtı. Suriyeli siviller Tartus’a giderek bölgede gerginliği tırmandırdılar. Suriye kolluk güçleri teröristlere yönelik operasyonlarını başlatırken terörist unsurlar provokatif saldırılarını sürdürdü. Bu arada Suriye Hükümeti, olayları kışkırtan asker, polis ve sivilleri tutukladı. Bana göre bu olayda Mossad parmağı var. Nitekim İsrail Suriye'de Kürtler ve Dürziler üzerinden yürüttüğü yayılmacı ve bölücü siyaseti, mağdur olduklarını iddia ettikleri Nusayrilere de teşmil etmeye başladı. Dolayısıyla İsrail, Esed'in misyonunu üstlenmeye başladı. Hatay Esed için olduğu kadar İsrail için de önemli bir nokta! Ne ilginçtir kendilerine Nusayri din adamı diyen bazı kişiler İsrail'den yardım istemeye başladı. Suriye'deki Nusayri âlimlerinin büyük kısmı Suriye Devleti’nin bağlı olduklarını ve Esed artıklarına karşı bulunduklarını deklare ettiler. Neyse. Bu sözde din adamlarından biri de Hatay'da ikamet ediyor. Bu kişinin beyanatını, İsrail gizli servisi Mossad'ın sosyal medya hesabı, X sosyal medya platformundan RT ederek, süreci yakından takip ettiklerini ve ilgilendiklerini açıkça gösterdi. İsrail'in Suriye hükümetini tanımadığı ve terörist ilan ettiği bir süreçte, geleceği öngörmek zor olmayacaktır. Suriye'deki hadiseler basit bir toplumsal çatışma değil, uzun zamandır kurgulanan bir projedir. Bu projenin en önemli duraklarından biri de Türkiye'dir. İsrail bölgedeki Nusayri nüfusu, ajanları aracılığıyla tahrik ederken aynı zamanda güney illerimizde ikamet eden Arap kökenli yurttaşlarımızı da tahrik ediyor/edecektir. Böylece sadece Suriye'nin değil aynı zamanda Türkiye'nin de toplumsal bütünlüğüne kast etmeyi hedefliyor. Aynı husus Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler için de gerekli. Netanyahu'nun bir açıklamasında “Kürtlerin elinden tutmak” ifadesini kullanması, sadece İsrail'den Haseke’ye uzanması düşünülen Davut Koridoru Projesinin bir parçası. İsrail Ordusu birkaç gün önce Türkçe propaganda hesabını açtı ve ülkemizde kara propaganda faaliyetlerine başladı. Bunun için bazı köşe yazıları, YouTuber, infiluencer, siyasetçiler ve siyasi partiler üzerinden propaganda faaliyeti yürütecekler. Malumunuz olduğu üzere Aksa Tufanı sürecinde bu ülkede bu kesimler üzerinden İsrail yanlısı propaganda faaliyetlerine rastlamıştık. Tutmadı. Bu kez İsrail bizzat bu faaliyeti yürütmeye çalışacak! Dikkat etmek bir hayatiyet arz ediyor. Herkes Konuştu; Önemli Olan Türkiye’nin Ne Diyeceği! Türkiye, bu bölücü ve ayrıştırıcı süreçte hiç olmadığı kadar mutedil, yapıcı ve uzlaştırıcı hareket ediyor. Edecektir. Zaman zaman baskı yapıyor. Bunun bir meyvesi olarak dün SDG-YPG, Suriye devleti ile entegre olacağına ve özerkliği reddettiğine dair bir antlaşma imzaladı. Türkiye Amerika'da bu sürede dair ciddi bir diplomatik etkinlik yürüttü. Meyvesini aldı. Anlayacağınız Suriye'de artık bir terör tehlikesi kalmayacak. Fakat bu sırada İsrail hiç olmadığı kadar Dürzi ve Nusayri gruplar üzerinden Suriye'yi bölmeye hatta askeri harekât düzenlemeye çalışacak! Birkaç provokatörü konuşturacak ve İsrail'in Suriye'ye müdahalesini kendilerince meşru bir zemine indirecekler! Fakat İsrail Suriye'de hiç olmadığı sürprizlerle karşılaşacak! Öte yandan Mısır ve Ürdün'de devrimler yaşanabilir. Bu da savaşın seyrini İsrail'in istemeyeceği bir safhaya taşıyabilir! Türkiye'nin tutumu, İsrail için büyük sıkıntıları doğurabilir. Herşey bize bağlı. Ülkemiz tarihi birikimi ve tecrübesiyle hareket ederek İsrail yayılmacılığını ekarte edecektir. Türkiye'nin Suriye'de siyasal ve sosyal mutabakatın sağlanmasında bir garantör olduğu unutulmamalıdır. Ayrı; ama önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Yakın geçmişimizde Maraş, Çorum ve Malatya'da sergilenen iç savaş provokasyonlarının yenilerine mahal vermemek adına tedbirli ve dikkatli olmalıyız. Ülkemizdeki mezhepsel hadiselerde Esed rejiminin dahli vardı; artık bu kirli işi İsrail üstlenecek! Dolayısıyla Suriye'de sağlanacak istikrar İsrail'in kokuşmuş emellerine bir darbe olacaktır. Akıl, sağduyu ve kucaklayıcı bir siyaset geliştirmemiz sadece Suriye için değil aynı zamanda ülkemiz içinde tarihi bir fırsat olacaktır. İnanıyorum ki “Terörsüz Türkiye’ projesi Suriye'de de önemli bir kapı aralayacak ve ülkemizi "Türkiye Yüzyılında" muasır medeniyetler seviyesine çıkaracaktır.
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2025 - Salı

Türkiye Suriye'deki Oyunları Bozar!

Uzun zaman önce bir köşe yazımda Suriye'deki hâdiselerle alakalı bir yazı yazmış ve dikkatleri bu noktaya çekmiştim. Ne yazık ki tarih beni haklı çıkardı. Bundan sonra Türkiye'nin daha hassas ve dikkatli hareket edeceğinden şüphem yok; fakat Hatay’a dikkat çekmek istiyorum.

Uyarmıştım. Ve Uyarı/yorum…

Daha önce bir yazımda Türkiye'nin gerek etnik ve gerekse de mezhepsel açıdan Suriye ile benzerliklerin bulunduğunu ve Suriye'deki iç savaşın ülkemize sıçratılabileceğini kaleme almıştım.

Hassaten Hatay’a işaret ederek,  sınır kentlerimizde provokatif gelişmelerin yaşanabileceği uyarısında bulunmuştum. Politik Esasicilik; azınlık grupların, milliyetlerin veya etnik grupların ortak cinsiyet, kültürel veya politik kimlik gibi temellerde harekete geçtiği veya geçirildiği bir politik taktiktir. Ülkemizde Türk-Kürt sorunu “Terörsüz Türkiye” hedefi ile sona doğru giderken Suriye’de Politik Esasicilik taktiği devreye sokularak Sünni-Alevi, Sünni-Nusayri çatışmaları başlatılmıştır. Geldiğimiz noktada Amerika-İsrail şebekesinin Suriye'de ülkemizi de ilgilendiren etnik ve mezhep eksenli kışkırtmalarına şahitlik ediyoruz. İran da buna dahil!

Bundan sonra Suriye'ye yapılan saldırılar, Türkiye'ye yapılmış olacaktır. Türkiye, Suriye'de en güçlü ülkedir.

Ülkemizdeki “Terörsüz Türkiye” projesi kuşkusuz Suriye'deki gelişmelerden hiçbir şekilde bağımsız değildir. Devlet aklının bir gereği ve sonucudur.

Yineliyorum Hatay'a dikkat!

Hatay, Esed rejiminin hayallerini süsleyen bir ziynet olarak biliniyordu; artık İsrail Hatay'ı bir proje üssü olarak görüyor, desem yeridir.

Kirli planları var; ama Recep Tayyip Erdoğan bu oyunu bozar!

İsrail Haddini Aştı!

Suriye'de teravih namazından çıkan kalabalığa ve aynı zamanda devriye atan polislere pusu kurulması sonucu onlarca insan vefat etmişti. Esed döneminden kalan terör artıklarının gerçekleştirdikleri eylemler, Suriye toplumunda onlarca yıl biriken öfke patlamasına yol açtı.

Suriyeli siviller Tartus’a giderek bölgede gerginliği tırmandırdılar. Suriye kolluk güçleri teröristlere yönelik operasyonlarını başlatırken terörist unsurlar provokatif saldırılarını sürdürdü.

Bu arada Suriye Hükümeti, olayları kışkırtan asker, polis ve sivilleri tutukladı. Bana göre bu olayda Mossad parmağı var.

Nitekim İsrail Suriye'de Kürtler ve Dürziler üzerinden yürüttüğü yayılmacı ve bölücü siyaseti, mağdur olduklarını iddia ettikleri Nusayrilere de teşmil etmeye başladı. Dolayısıyla İsrail, Esed'in misyonunu üstlenmeye başladı.

Hatay Esed için olduğu kadar İsrail için de önemli bir nokta!

Ne ilginçtir kendilerine Nusayri din adamı diyen bazı kişiler İsrail'den yardım istemeye başladı. Suriye'deki Nusayri âlimlerinin büyük kısmı Suriye Devleti’nin bağlı olduklarını ve Esed artıklarına karşı bulunduklarını deklare ettiler.

Neyse. Bu sözde din adamlarından biri de Hatay'da ikamet ediyor. Bu kişinin beyanatını, İsrail gizli servisi Mossad'ın sosyal medya hesabı, X sosyal medya platformundan RT ederek, süreci yakından takip ettiklerini ve ilgilendiklerini açıkça gösterdi.

İsrail'in Suriye hükümetini tanımadığı ve terörist ilan ettiği bir süreçte, geleceği öngörmek zor olmayacaktır.

Suriye'deki hadiseler basit bir toplumsal çatışma değil, uzun zamandır kurgulanan bir projedir. Bu projenin en önemli duraklarından biri de Türkiye'dir.

İsrail bölgedeki Nusayri nüfusu, ajanları aracılığıyla tahrik ederken aynı zamanda güney illerimizde ikamet eden Arap kökenli yurttaşlarımızı da tahrik ediyor/edecektir. Böylece sadece Suriye'nin değil aynı zamanda Türkiye'nin de toplumsal bütünlüğüne kast etmeyi hedefliyor.

Aynı husus Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler için de gerekli. Netanyahu'nun bir açıklamasında “Kürtlerin elinden tutmak” ifadesini kullanması, sadece İsrail'den Haseke’ye uzanması düşünülen Davut Koridoru Projesinin bir parçası. İsrail Ordusu birkaç gün önce Türkçe propaganda hesabını açtı ve ülkemizde kara propaganda faaliyetlerine başladı. Bunun için bazı köşe yazıları, YouTuber, infiluencer, siyasetçiler ve siyasi partiler üzerinden propaganda faaliyeti yürütecekler.

Malumunuz olduğu üzere Aksa Tufanı sürecinde bu ülkede bu kesimler üzerinden İsrail yanlısı propaganda faaliyetlerine rastlamıştık. Tutmadı. Bu kez İsrail bizzat bu faaliyeti yürütmeye çalışacak! Dikkat etmek bir hayatiyet arz ediyor.

Herkes Konuştu; Önemli Olan Türkiye’nin Ne Diyeceği!

Türkiye, bu bölücü ve ayrıştırıcı süreçte hiç olmadığı kadar mutedil, yapıcı ve uzlaştırıcı hareket ediyor. Edecektir. Zaman zaman baskı yapıyor. Bunun bir meyvesi olarak dün SDG-YPG, Suriye devleti ile entegre olacağına ve özerkliği reddettiğine dair bir antlaşma imzaladı.

Türkiye Amerika'da bu sürede dair ciddi bir diplomatik etkinlik yürüttü. Meyvesini aldı. Anlayacağınız Suriye'de artık bir terör tehlikesi kalmayacak. Fakat bu sırada İsrail hiç olmadığı kadar Dürzi ve Nusayri gruplar üzerinden Suriye'yi bölmeye hatta askeri harekât düzenlemeye çalışacak!

Birkaç provokatörü konuşturacak ve İsrail'in Suriye'ye müdahalesini kendilerince meşru bir zemine indirecekler!

Fakat İsrail Suriye'de hiç olmadığı sürprizlerle karşılaşacak! Öte yandan Mısır ve Ürdün'de devrimler yaşanabilir. Bu da savaşın seyrini İsrail'in istemeyeceği bir safhaya taşıyabilir!

Türkiye'nin tutumu, İsrail için büyük sıkıntıları doğurabilir. Herşey bize bağlı. Ülkemiz tarihi birikimi ve tecrübesiyle hareket ederek İsrail yayılmacılığını ekarte edecektir. Türkiye'nin Suriye'de siyasal ve sosyal mutabakatın sağlanmasında bir garantör olduğu unutulmamalıdır.

Ayrı; ama önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Yakın geçmişimizde Maraş, Çorum ve Malatya'da sergilenen iç savaş provokasyonlarının yenilerine mahal vermemek adına tedbirli ve dikkatli olmalıyız.

Ülkemizdeki mezhepsel hadiselerde Esed rejiminin dahli vardı; artık bu kirli işi İsrail üstlenecek! Dolayısıyla Suriye'de sağlanacak istikrar İsrail'in kokuşmuş emellerine bir darbe olacaktır.

Akıl, sağduyu ve kucaklayıcı bir siyaset geliştirmemiz sadece Suriye için değil aynı zamanda ülkemiz içinde tarihi bir fırsat olacaktır.

İnanıyorum ki “Terörsüz Türkiye’ projesi Suriye'de de önemli bir kapı aralayacak ve ülkemizi "Türkiye Yüzyılında" muasır medeniyetler seviyesine çıkaracaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.