Eğitim ile bir sosyal reform hareketi geliştirmek, yeni bir toplumsal düzen yaratmak ve toplumu yeniden düzenlemek mümkündür. Bir başka ifade ile toplum düzenin yeniden kurmak Yeniden Kurmacılık (Reconstructionism) ile mümkündür. Toplumun ilerlemesini amaçlayan İlerlemeci eğitim felsefesine de uygun olan bu yaklaşım aslında temelini pragmatist felsefeden alır. Sosyal reform nasıl yapılır veya sosyal düzen yeniden nasıl kurulur sorularına cevap olarak eğitimi işaret eden bir yaklaşımdır.
Eskimiş, yıpranmış veya tümüyle yok olmuş değerlerin yerine yenisinin inşa edilmesi ilerlemeye yönelik bir değişimi ve yeniden yapılanmayı gerektirir. Eğitim, yıkılan ya da eskiyen değerleri her an yeniden kuracak bir araçtır.
Eğitimin asıl amacı insanların mutluluğu, barış ve huzuru için uygun ortamı sağlayacak değişimi gerçekleştirmektir. Bu nedenle sadece yaşanan an veya içinde bulunulan zaman dilimi değil, gelecek de dikkate alınmalı ve eğitim sistemi geleceğe yönelik hedeflere göre düzenlenmelidir. Bu nedenle müfredatta yer alan dersler geleceğe yönelik ve değişmeye açık bilimsel bir karakter taşımalıdır. İçerik ve kazanımlar gelecekteki amaçlara göre yapılandırılmalıdır.
Bilindiği gibi bizde uygulamaya konulan neredeyse tüm eğitim felsefeleri daha önce ABD’de uygulanan felsefelerdir. Nedendir bilinmez bizim işimiz daha önce bizim dışımızda oluşan koşullar ve sorunlara çözüm olarak işe koşulan eğitim felsefeleri aradan bir süre geçince bizde de yeni bir eğitim anlayışı gibi uygulamaya konulmaktadır. Yüzyıl kadar önce ABD’de uygulamaya konulan ve işe yaramadığı görülen İlerlemeci eğitim felsefesi gibi Yeniden Kurmacılık da ABD patentlidir. Bu yaklaşımın temelinde de ABD’de meydana gelen ekonomik kriz, sosyal bunalımlar ve teknolojik gelişmelerle birlikte insan varlığını tehdit eden durumlar olmuştur.
ABD’de İlerlemeci eğitim felsefesinin bazı yönlerinden memnun olmayan George S. Counts (1889-1974) ve Theodore Brameld (1904-1987) gibi eğitimciler İlerlemeciliği amaçsız ve işlevsiz olarak gördüler ve bu duruma tepki olarak Yeniden Kurmacılık akımının oluşumunu hazırladılar.
Sosyal Yeniden Kurmacılık olarak adlandırılan görüşünün kurucusu Theodore Brameld (1904-1987), Yeniden Kurmacı eğitim felsefesini geliştiren filozof ve eğitimci olarak bilinmektedir. Brameld’ göre, okullar sosyal ve politik değişim için güçlü bir kaynak olmalıdır. George S. Counts (1889-1974) da Brameld üzerinde çok etkili oldu. Soysal, ekonomik ve politik yapıdaki zayıflıkların analizini yapan Brameld, önyargı, ayrımcılık ve ekonomik sömürünün üstesinden gelecek yeni bir sosyal düzenin gerekliliğini vurguladı.
Brameld’e göre, tartışmalı konular ve sorunların eğitimde önemli bir rolü vardır. Tartışma ve eleştirinin dışında bırakılması gereken hiçbir konu yoktur. Counts için eğitim, yeni sosyal düzenin yaratılmasında halkı hazırlamak için önemli bir araçtır. Rus eğitim sistemi üzerine de odaklanan Counts, sosyal bir kurum olarak okulu, okulun diğer sosyal kurumlarla olan ilişkisini ve toplumsal iyileşme için okulun potansiyelini anlamaya çalıştı. Counts’a göre öğretmenler, sadece eğitimci değil aynı zamanda ekonomik reformcu ve politik aktivist de olmalılar.
Devrim yapmadan sosyal reform ancak eğitimle gerçekleşir. Eğitimciler liderlik ve yönetimde fazla rol almalı ve öğrencilerine ilerici bir politik duygu aşılamalıdır.
Eğitimciler, ekonominin kolektif kontrolünün gerekli olduğuna öğrencileri ikna etmeliler ve öğrencilerin bu yönde tutumlarını biçimlendirmelidirler. Bu yolla okullar sömürüden çok işbirliğine adanmış büyük bir toplumun ortaya çıkmasına zemin oluşturmalıdır. Sosyal Yeniden Kurmacılık, sosyal problemler üzerinde odaklanan ve daha iyi bir toplum ve dünya çapında demokrasi yaratmayı hedefleyen bir felsefedir.
George S. Counts, 1932 yılında yazdığı kitabının başlığı “Okulların Yeni Bir Sosyal Düzen Kurmaya Cesareti Var mı?”. Bu kitapta, okulların, toplumun yeniden inşa edilmesi ve yeni bir sosyal düzenin yaratılması için merkezler olması gerektiğini savunmaktadır. Okul, bireylerden başlayarak topluma doğru bir sosyal değişimden ve toplumun yeniden yapılandırılmasından sorumlu olmalıdır.
Esas olarak toplum, sürekli yeniden yapılanmaya veya değişime ihtiyaç duymaktadır. Eğitim bu değişim sürecinde, toplumun yeniden inşasında önemli bir araçtır.
Müfredat geliştirmede geçmişin klasikleri yerine şu an ve geleceğin önemlidir.
Okul, toplumdaki problemleri yansıtmalı ve çözüm için yapılacak çalışmalara liderlik etmelidir.
Okul müfredatı toplumda var olan problemlerin çözümünü vurgulamalı.
Müfredatı coğrafya, tarih, okuma, gramer, fen, yazma, geometri, cebir ve aritmetik gibi geleneksel konu alanlarına bölmek artık geçersizdir
Müfredat, demokratik idealleri yansıtmalı ve yurttaşlık eğitimine odaklanmalıdır. Müfredatta yer alan derslerde, öğrencilerin gerçek sosyal sorunları ve toplumda yer alan tartışmalı konular incelenmeli. Böylece öğrencilere ilk elden deneyim kazanma fırsatı verilmelidir. Bu bağlamda öğrenciler yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, doğal kaynakları koruması ve dış politikadaki sorunlar gibi toplumsal sorunları ele almalıdır.
Okullar, yalnızca akademik kurumlar değil aynı zamanda sosyal kurumlardır. Okulların bugün dünyanın başına bela olan sorunları çözmek için daha fazlasını yapması gerektiğini düşünmektedirler. Okullar, şiddet hareketleri, yoksulluk, çevre kirliliği, küresel ısınma, kanun dışı hareketler, sokakta yaşayan kimsesizler, çeşitlenen madde bağımlılıkları gibi konulara dikkat çekerek bu konuda farkındalık oluşturulan ortamdır. Okullarda bu sorunlara grup çalışmaları ve projelerle çözüm getirilmelidir.
Öğrencilere eleştirel terimlerle düşünme ve varsayımlarını ve uygulamalarını ortaya koyma becerisine sahip olmalarını sağlayacak yöntemler tercih edilmelidir. Hem öğrencilere hem de öğretmenlere uygulanan standart testler yanlıştır. Bu testler yalnızca yerel veya federal yetkililer tarafından zorunlu görüldüğünde uygulanabilir.
İşbirlikli öğrenme, problem çözme, eleştirel düşünme becerilerini esas alan etkinlikler düzenlenmeli. Bu bağlamda öğrenciler aktif öğrenmeye ve okul dışındaki etkinliklere odaklanmalı ve toplumsal sorunları öğrenmek ve bu problemlere çözüm için zaman harcamalıdır. Analiz yaparak ve sorunları ilişkilendirerek toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunacak yöntemler ve teknikler kullanılmalıdır. Toplumsal değişim planlamalı yapmalı ve öğrencilerin de bu süreçte yer almaları sağlanmalıdır.
Öğrenciler, sosyal değişimin önemli bir unsurudur. Öğrenciler yalnızca acil ve tartışmalı konuları ve sorunları araştırmak ve bunlara alternatif çözümler bulmakla yetinmezler. Öğrenciler toplumsal sorunlara çözüm için projelere aktif olarak katılırlar. Toplumun ve sosyal düzenin yeniden yapılandırılmasında görev alacak öğrencilerin de yoksulluk, savaş, kıtlık ve terörizm gibi küresel sosyal, ekonomik ve politik sorunların farkına varmış, bu sorunları çözecek becerilerle donatılmış ve yeni bir dünya düzeni yaratmaya ikna olmuş olmaları gerekir.
Okullarda tartışmalı konuları eleştirel bir şekilde incelenir. Sonuçta öğretmenler ve öğrenciler bir planlama yaparlar ve bu planlamalar bir kültürel yenilenme aracı görevi yaparlar. Planlamaların amacı sosyal, eğitimsel, politik ve ekonomik değişimleri gerçekleştirmektir.
Öğretmenin amacı, kişisel ve küresel sorunlarla ilgilenen, eğitimli ve toplumu değiştirmeye hazır öğrenciler yetiştirmektir.
Öğretmen, önce bir insan olarak sorunları uluslararası düzeyde algılayabilen, insancıl bakış açısına sahip bir sosyal eylemci olması beklenmektedir.
Öğretmen, kişisel ve profesyonel yaşamını sürekli olarak yenilemeye istekli olmalıdır.
Öğretmen, çalışma koşullarını eleştirel olarak ele almalı ve değerlendirmeli. Eğitim rolünü sınıfın dışına çıkararak toplum sorunlarına çözümlerin bulunduğu yer olmasını sağlamalıdır. Mevcut durum ve koşullarla yetinmemeli ve okulun toplumsal değişimde bir kültür oluşturmasını sağlamalıdır.
Eğitim, sosyal değişim ve dönüşümü tetikler ve sahih dönüşümü içeriden başlatır. Dışarıdan bir dönüşüm müdahalesi içerideki hayatı öldürür.
İbn Rüşd’ün ifadesi ile: "Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar; zira sahih dönüşümler hep içten gelir."
Eğitim, yumurtayı içten bir güçle kırarak yaşam başlatır. Ancak yumurta çürümemiş ise hayat başlar. Çürümüş yumurtadan hayat başlatılamaz.