Altını çize çize bihâl olduğum “Mersin lobisi’’ hâlâ teşkil edilebilmiş değil. Siz bakmayın Mersin için birlik ve beraberlik söylemlerinde bulunanlara. Onlar sadece zahiri kurtarmanın peşinde. Görüntü sizin düşündüğünüz ya da size gösterildiği gibi değil. Birlik ve beraberlik Mersin için değil. Ben, sen ve bizim oğlan beraberliği. Madem birlik ve beraberlik var ve Mersin’i kapsıyor bu birlik ve beraberlik, Mersin ikinci bölgenin adı bile anılmıyor. Mersin dedikleri onların zihnindeki Mersin. Herkesin önceliği Mersin olunca bahar gelecek! Mersin Lobisi için bu. Aksi durumda kışı yaşamaya devam edeceğiz! Birlik mi, Bölünme mi? Ne acıdır ki son yıllarda Mersin'de söz sahibi olan hemen herkesin tüm bölgeyi içine alacak şekilde bir araya gelmesi gerektiğini ve kentimiz için canhıraş bir şekilde çalışması gerektiğini sıkça dile getirdim. Bundan sonra da dile getirmeye devam edeceğim. Mesele şehrimiz ise gerisi teferruattır. Gelelim birkaç gün önce yapılan Mersin Ekonomi Zirvesi’ne. Valilik koordinasyonunda gerçekleşen zirve, beldemiz için büyük bir teşebbüs; fakat zirve için umut dolu sözler söyleyemeyeceğim. Birçok kesim zirveye davet edildi. Kimler yok ki? Şöyle bir baktığınızda davetliler arasında 3 tane milletvekili var. Mersin’in toplam milletvekili sayısının 3 olduğunu düşünürseniz bu katılım tam bir zirve. Ne büyük bir gelişme! Fakat Mersin'in sadece 3 değil 13 milletvekili var. Sadece 3 milletvekilinin katılımı aynı zamanda 13 milletvekilinden 10 milletvekilinin katılım sağlamaması anlamına gelmektedir. Mersin 13 milletvekiliyle TBMM’de temsil edilirken, kentin istikbalini ilgilendiren kritik bir toplantıda sadece 3 vekilin yer alması, sizce de ilginç değil mi? Peki, sormak lazım zirveye iştirak etmeyen 10 vekil, hangisi gerekçe ile daveti geri çevirdi. Bir iki istisna olabilir; fakat Mersin'i temsil etmekle mükellef bulunan bunca milletvekilini kritik bir toplantıya dâhil olmaktan uzak tutan sebep neydi? Tek cümle ile izah edeyim: birileri Mersin'de birlik ve beraberlik olsun istemiyor. Herkes ayrı bir halayın başını çekiyor. Dertleri başka. Herkes kendi imparatorluğunu kurmak istiyor, demek de mümkün! Dolayısıyla güç paylaşımında bulunmak ya da müşterek bir karar alma mekanizması kurmak, birilerinin işine gelmiyor. Demek oluyor ki Mersin Lobisi 13 yerine 3 ile yetiniyor ve bunu adına da ZİRVE diyorlar. Zirveye Ulaşmaya Daha Çok Var Ekonomi zirvesine iştirak eden bazı yetkililer kentimizin ekonomik hayatına katkı sunacak önemli hamlelerde bulunacaklarını beklerdim. Bu toplantıda Mersin'in ileri gelenlerinin tek yapabildikleri Ankara’ya mektup göndermek ve birlik ve beraberlik mesajı vermekten ibaret oldu. Birlik ve beraberlik mesajı tek tip bir mesaj olmadı. Keşke öyle olsa idi. Birileri yetkililere farklı mesajlar vermek istedi, Allah bilir. Fakat verilmek istenen mesaj ile anlaşılan husus aynı değildi. Nitekim kulisler onca milletvekilinin toplantıya iştirak etmemesini “ayrışma, rekabet, didişme” olarak yorumladı. Zirveye katılanların kulağına “Ankara'da güzel bir etki oluşturdunuz” diyerek fısıldamış olabilirler; ama öyle olmadı. Bir bilseniz. Mersin halkından uzak kalan ve kentimiz adına pasif davranan milletvekillerinin Mersin Ekonomi Zirvesi'ne katılmamaları acaba kendi aralarında yaşadıkları bir rekabetten mi ileri geliyor? Birileri vitrine çıkmaya çalışıyor olabilir ya da birileri vitrine çıkmak isteyenleri engellemek istemiş olabilir. Belki de “senin ekmeğine yağ sürmem” diyerek zirveye katılmamış olabilir, bazıları. Kenetlenmeye bak. Toplantının, Mersin'i küresel güç yapacağını iddia edenler biraz abartmış. Siz önce iç bütünlüğünüzü sağlayın! Hikâyeden öteye gitmeyen söylemlerle ne değiştirebilirsiniz? En azından insan aklına saygı gösterme noktasında ciddiyet takınabilirsiniz. Hakikat Ayrıntılarda Gizli Zirvenin hiç mi faydası olmadı, dersiniz? Elbette oldu. Ama kime? Kentimize olan faydasından ziyade şahıslara dikkat çekmek istiyorum. Hemen her durumu fırsata dönüştürenler olduğu gibi bu toplantıyı da kendileri için bir fırsata dönüştürenler oldu, elbet. Kim onlar? Servet Özkaya ve Kemal Kaçmaz ikilisi istikballeri için önemli bir adım attılar. Malumunuz olmuş mudur, bilmiyorum. Ak Parti İl Başkanı olabilmek için canhıraş bir şekilde çalışan Servet Özkaya hemen her platforma iştirak etmekten ve boy göstermekten geri kalmıyor. MÜSİAD’dan sürülmesinin getirdiği ezikliği telafi etmek için hep dikkat çekmeye çalışıyor, önde durmayı seviyor, desem yeridir. Söz konusu ekonomi zirvesinde de Özkaya önde durdu ve iyi bir PR yaptı. MÜSİAD’dan atılmanın getirdiği ezikliği telafi etti mi bilinmez ama gene de işe yaradığı belli. Zirveye oynamak için Zirve’de öne çıkan Özkaya il başkanı olabilir mi, burası meçhul; fakat kendisinin çok umutlu olduğunu ve gün saydığını biliyorum. Gelelim Alanyalı Kemal Kaçmaz’a. O da zirvede boy gösteren isimlerden biri idi. Protokole yakından alaka göstermesi, kariyer planlamasının basamaklarını atlamak için geleceğe yönelik olarak masalara rezervasyon yapması dikkatlerden kaçmadı. Tabiri caizse ev sahibi gibi davrandı ve “misafirleri ağırladı” havası oluşturdu dense yeridir. 3 Milletvekili ile temsil edilen PR peşinde olan ikilisi Servet Özkaya ve Kemal Kaçmaz gerekeni yaptı. Hem kendilerini Mersin Lobisi olarak kabul ettirdiler hem de geleceğe yönelik kariyer planlamalarında PR çalışması yapmayı başardılar. Zirvede nice husus konuşuldu; ama Özkaya ve Kaçmaz ikilisi adlarından söz ettirmek için var güçleriyle çalıştılar. Etkili bir Mersin Lobisi, kentin Ankara'da temsiliyeti ve küresel bir güç olacağı tartışmalarının gölgesindeki şehrimiz, yeni bir baharı bekliyor. Öyle bir bahar olsun ki kentimiz layıkıyla temsil edilsin! Öyle bir bahar olsun ki kenti temsil ettiğini iddia edenlerin kişisel hırsları ve kariyer planlamaları o baharda yer bulmasın! Öyle bir bahar olsun ki Mersin'in halkı, yeri ve göğü ferahlasın, yeşersin, canlansın, çiçekler açsın! Öyle bir bahar olsun ki liyakatli temsilciler Mersin’i layık olduğu veçhile temsil etsinler!